GASTROÖZEFAGEAL REFLÜ HASTALIĞI NEDİR?

Halk arasında Reflü Hastalığı olarak bilinen ve tıptaki adıyla Gastroözefageal Reflü Hastalığı (GÖRH) tıpta görülen en yaygın hastalıktır. Yaklaşık olarak olarak 18-65 yaş arasındaki her beş kişiden birisinde görülür. Hastalığın oluş mekanizmasını basitçe anlatırsak  yemek yediğinizde yiyecekler ağızdan yemek borusu yani özefagus ile midemize iner. Yemek borusunun sonunda yiyecekler midenizin girişi olan alt yemek borusu sfinkteri denen tek yönlü bir kapaktan geçer. Normalde yuttuğumuz zaman burası açılır ve yiyeceklerin mideye girişine izin vererek hızla kapanır. Reflü hastalığında ise çalışması bozulmuştur. Bozulan kapak, mide asidinin yemek borusuna geri kaçışına izin verir. Kaçan mide asidi yemek borusunu tahriş eder ve burada zedelenme ve ülserlere yol açar.

REFLÜ HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bu belirtileri genel olarak tipik ve atipik bulgular olarak sınıflandırmak mümkündür. Tipik bulguların hemen hepsi mide-bağırsak sistemiyle ilgilidir ve atipik bulgular ise diğer organ sistemleriyle ilgili yakınmalardan oluşturur.

Tipik Belirtiler(sindirim sistemimizle ilgili şikayetler:

  1.  Yemek sonrası göğüs bölgesinde yanma şeklinde bir ağrı olması
  2. Ağıza acı ekşi sıvı gelmesi
  3. Geğirme, şişkinlik
  4. Ağıza yediğimim gıda artıklarının geri gelmesi
  5. Yutma güçlüğü, yutarken takılma duygusu

Atipik Belirtiler(sindirim sistemi dışı organlarla ilgili şikayetler)

  • Ses kısıklığı
  • Kuru öksürük, boğazda gıcıklanma hissi
  • Ağız kokusu
  • Kalp çarpıntısı ve kalbe bası hissi
  • Nefes darlığı, nefes yetmezliği duygusu
  • Astım
  • Diş çürüğü
  • Uzun süreli farenjit
  • Hıçkırık
  • Uzun süreli sinüzit
  • Panik atak

REFLÜ HASTALIĞI HANGİ YAŞLARDA GÖRÜLÜR? Reflü hastalığı yenidoğan bebekler de dahil olmak üzere hayatın son anına kadar her yaşta görülebilir. Tıbbi olarak incelenirken bebeklik ve çocukluk dönemi ile yetişkin dönemi reflüsü ayrı olarak incelenir, çünkü bebeklik ve çocukluk döneminde reflü yaşamın normal bir parçası olabilir ve çoğu zaman tedavi gerektirmez. Yetişkin döneminde reflü hastalığının değerlendirilmesi farklıdır.

REFLÜ HASTALIĞININ ÇEŞİTLERİ VARMIDIR?

Reflü Hastalığı genel bir isimdir. Reflü hastalığının çeşitleri demek yerine reflüye yol açan çeşitli sebeplerin varlığından söz etmek daha doğrudur. Hiatal herni(mide fıtığı) bu sebeplerden birisidir diyaframın zayıf bir noktasından midenin yukarıya doğru çıkması halidir ve şiddetli reflüye sebep olur. Bunun yanında Gebelik, aşırı kilolu olmak, Beyin ve sinir sistemini etkileyen hastalıklar, Bazı genetik hastalıklar, Psikolojik bazı hastalıklar ve yemek yeme ve sosyal alşkanlıklar da reflü hastalığı oluşturabilirler.

REFLÜ HASTALIĞINI NASIL TEŞHİS EDERİZ? En önemli teşhis aracı hastalığın belirtileri olmakla beraber reflü hastalığının teşhisinde en sık kullanılan yöntemler şunlardır.

Özefagogastroskopi:Halk arasında sadece endoskopi olarak bilinen yöntem üzerinde ışık ve kamera bulunan hareketli plastik hortuma benzeyen bir cihazla ağız yoluyla girilerek yemek borusu ve mideye bakılması işlemidir. İlk yapılması gereken işlemdir. Bu işlem sırasında gerekirse yemek borusu ve midedeki şüpheli hastalıklı alanlardan biyopsi alınabilir ve bu sebepten dolayı avantajlı ve maliyet olarak da ucuz bir işlemdir, Reflünün yaptığı hasarın derecesini öğrenmek için yapılması şarttır.

pHmetri: Burun yoluyla ince bir tüpün yemek borusunun son kısmına yerleştirilmesiyle 24 saat boyunca buraya olan asit reflüsünün hasta tarafından taşınabilir bir cihazla kaydedilmesi işlemidir. 24 saat sonunda cihaz çıkarılarak bilgisayar yardımıyla reflünün derecelendirilmesi yapılabilir ve tedavi planlanabilir. Özellikle reflüyle karışabilen hastalıkların ayırıcı tanısında kullanılması etkilidir.

Manometri Yukarıda bahsedilen ph monitorizasyonu gibi ince bir tüp vasıtasıyla yemek borusu ve midenin birleşim yerindeki kapağın basıncının ölçülmesi işlemidir. Bu yöntem de direkt tanıdan ziyade reflü hastalığı ile karışan hastalıkların ayırıcı tanısı için kullanılmaktadır.

Baryumlu Grafi: Baryum görüntüleme yöntemi, Sindirim sürecinin hareketini gösteren bir dizi x-ışını filmidir. Baryum denen ve x ışınlarıyla görülebilen bir maddeyle karışmış sütü içtiğimizde, x ışınları baryumun mideden yemek borusuna yaptığı herhangi bir geriye kaçış olayını film üzerinde görüntüler. X-ışınları ayrıca hiatal herni dediğimiz mide fıtığı varsa bunu gösterebilir.

Özefagus Mide Boşalım Sintigrafisi: Bu yöntemde de x ışınlarıyla görülebilen çeşitli maddelerin hastaya ağız yoluyla ve damardan verilerek yemek borusu ve mideden boşalma hızlarının ölçülmesi ve geriye kaçmanın olup olmadığının tespit edilmesi işlemidir. Reflü hastalığının teşhisini koymak için öncelikle hastanın şikayetlerini iyi dinlemek ve ardından yukarıdaki tanı yöntemlerinden bir veya birkaç tanesiyle kesin tanıya ulaşmak gerekir.

REFLÜ HASTALIĞINDA TEDAVİ SEÇENEKLERİ NELERDİR?

Böyle bir hastalığın belirtileri görüldüğü anda doktorumuza başvurmamız gereklidir, zira bu hastalık çok ciddi başka problemlere neden olabilir. Çok nadir de olsa yemek borusunda yaptığı değişiklikler baret özefagus denilen ve yemek borusu kanserine yol açabilen değişiklikler yapabilir. Reflü hastalığında tedavi hastalığımızın derecesine bağlı olarak öncelikle yaşam şeklimizi düzenleme, ilaç tedavisi ve cerrahi girişimler şeklindedir.

YAŞAM ŞEKLİMİZLE İLGİLİ YAPMAMIZ GEREKENLER

  • Sigara; tütünde bulunan nikotin mide asidini ve buna bağlı tahrişi arttırır. Bu sebeple

sigara bırakılmalıdır.

  • Reflüyü arttırdığı bilinen yiyeceklerden uzak durmak; kafeinli içecekler( çay, kahve kolalı içecekler), baharatlı yiyecekler, kızartmalar, alkol, soğan, çikolata, narenciye, domates, nane, vb.
  • Sık ve az yemek yiyerek mideyi fazla doldurmaktan kaçınmak.
  • Uyku saatine yakın yemekten kaçınmak.
  • Yatak başucunu yükselterek uyumak.
  • Midemizin üzerinde çok fazla basınç reflüye sebep olabilir. Basınçtan kurtulmak için ideal kilomuzu korumamız gerekir ayrıca kemerlerimizi gevşetmemiz, dar giysiler giymememiz ve öne eğilmekten kaçnmamız gereklidir.

  İLAÇ TEDAVİSİ Mide asidini nötürleştirmek, Mide asidini azaltmak, Mide kaslarını güçlendirmek, Mide asidini ortadan kaldırmak amacıyla kullanılabilecek ilaçlar mevcuttur. Bazen bu ilaçları çok uzun süreli kullanmak gerekli olabilir. Burada söylenmesi gereken en önemli konu ilacı doktordan almamız ve doktor kontrolünde kullanmamız gerekliliğidir. Başkalarının kullandığı ilaçları doktora danışmadan kullanmamak gereklidir. Unutmamalıdır ki ilaçların yan etkileri olabilir ve bazı durumlarda ilaç almamıza rağmen reflümüz devam eder ve biz bunu farkedemiyebiliriz.  

CERRAHİ TEDAVİ

  • -Reflü hastalarının büyük bir çoğunluğu yaşam ve diyet düzenlemesi veya ilaç desteği ile ameliyat olmaksızın hayatnı sürdürebilir.
  • -İlaç tedavisine rağmen hastanın şikayetleri devam ediyorsa; hastada akciğer ve diğer organlarda etkilenme varsa,
  • -Hastanın şikayetlerini kontrol etmek için yüksek doz ilaç tedavisi gerekiyorsa,
  • -Hasta hayat boyu ilaç tedavisi kullanmak istemiyorsa,
  • -Hastada Barrett özofagus denilen kansere dönüş yapabilen problemler tespit edilmişse .

CERRAHİ TEDAVİ SEÇENEKLERİ NELERDİR? Reflü, özellikle de mide fıtığıyla birlikte olduğu zaman insanın yaşam kalitesini çok etkiler. Cerrahi tedavi, reflü hastalığının mekanik kökenini ortadan kaldıran tek tedavi yöntemidir. Gerçek anlamda kalıcı tedavi sadece cerrahi yöntemle sağlanabilmektedir. Şu anda en çok kullanılan yöntem laparoskopik nissen fundoplikasyonu denilen ve halk arasında kapalı reflü ameliyatı olarak bilinen yöntemdir. Bunun dışında yeni yöntemler de geliştirilmektedir. Endoskopik reflü tedavisi en yeni tedavi yöntemidir. Endoskopik tedavi, ağızdan girilerek uygulanan ameliyatsız bir tedavi yöntemidir. Özellikle cerrahi tedaviye sıcak bakmayan reflü hastalarında uygulanan endoskopik tedavinin bazı sınırlamaları vardır,  sonuçlarıya ilgili veriler yetersizdir ve başarısı tartışmalıdır.

CERRAHİ TEDAVİNİN BAŞARI ORANI NEDİR? Reflü hastalığında gerçek anlamda kalıcı tedavi sadece cerrahi yöntemle sağlanabilmektedir. Ameliyatın başarı oranı %85-90 civarındadır. %10 hastanın şikayetlerinin çoğu geçmekle beraber, ilaç kullanmaya devam etmeleri gerekebilir.

LAPAROSKOPİK(KAPALI) REFLÜ AMELİYATI NEDİR ve BU AMELİYATTAN SONRA HASTALIK TEKRAR EDEBİLİR Mİ? Laparoskopik nissen fundoplikasyonu denilen ve halk arasında kapalı reflü ameliyatı olarak bilinen yöntem en çok kullanılan yöntemdir. Ameliyat 30-45 dakika arasında sürer. Hasta ameliyattan sonra bir gün hastanede kalmaktadır ve evine gittiğinde kendi işini görebilmektedir. Ameliyattan sonra her hastaya göre değişmekle beraber, belli bir süre sıvı gıdalarla beslenmek gerekir ve doktor kontrolünde belli bir sürede normal beslenmeye geçilir. Yapılan çalışmalarda kapalı reflü ameliyatından sonra tekrarlama ihtimali 20 yıl için %5 civarındadır yani hastaların %90 dan fazlası 20 yılı hastalıksız geçirmektedir.